Ana Menü

Başarılı Olmak İçin Gereken Başlıca Beceriler


Eğitimci ve ebeveynlerin en önemsediği konulardan biri de başarılı çocuklar yetiştirmektir. Başarı, kalıtsal yeteneklerin yanı sıra sonradan öğrenilen becerilere bağlı olarak gelişen karmaşık bir olgudur. Başarılı olmak için kazanılması gereken becerileri ve bunları geliştirmeleri için yapılabilecekleri şöyle sıralayabiliriz:


BAŞARMA VE ÖĞRENME İSTEĞİ KAZANDIRMAK

Başarılı olduğu konularda onu yüreklendirmekle işe başlayabilirsiniz. Çocuğunuzu eleştirerek, hata ve eksikliklerini yüzüne vurduğunuzda ümitsizliğe düşüp özgüveni azalacağından başarmak için istek duymayabilir. Ona güvenmemek, küçük düşürmek, cezalandırmak, bağırmak çocuğunuzun kendine ve başkalarına saygısını zedeleyebilir.
“Hep en sona kalıyorsun”
“Başında birisi olmadan çalışamıyorsun”
“Çok tembelsin.”
diyerek, eksiklerini, hatalarını vurgulayarak, güvensiz, cesaretsiz bir çocuk yetiştirebilirsiniz.


Hata ve eksiklerini söylerken “sandviç metod” kullanabilirsiniz. Olumlu bir özelliğiyle başlayın, sonra geliştirmesi gereken konuyu, üçüncü olarak da olumlu bir özelliğini veya olumlu beklentilerinizi söyleyin. Örneğin, “Türkçe, Tarih, İngilizce,… derslerindeki çaba ve başarılarında(olumlu) ama matematik ve fiziğe de biraz daha çalışırsan (olumsuz) eminim onları da diğerleri kadar sevecek ve istediğin sonuçları alacaksın.(olumlu)”
“Çok çaba harcadığını görüyorum.”
“Bu işe gönüllü olmana sevindim.”
“Matematikte ilerleme kaydettiğinin farkında mısın? İlk sınavlarda 5 net yaparken son iki sınavda15 net yaptın. Doğruların artarken yanlışların azalıyor.”
“İstediğin gibi olmadı belki ama ne kadar ilerlediğine bak.”
“Teşekkür ederim, işimiz kolaylaştı.”
“Yardıma ihtiyacım vardı, sen de önerdin, sağol.”
"Sen olmasaydın bu kadar çabuk bitiremezdim.”
“Bugün bundan çok hoşlandım, teşekkür ederim.”
“Kararına güveniyorum.”
“Bildiğim kadarıyla elinden geleni yapacaksın.”
“Bu zor gibi görünüyor ama altından kalkacağına inanıyorum.”
"Yapabilirsin, zaten yarı yola gelmişsin.”


Siz de öğrenmek için istekli olarak ona örnek olun. Gerektiğinde zorlandığı konuyu birlikte çalışarak “Bunu benim de öğrenmem iyi oldu” deyin ki, öğrenmekten keyif aldığınızı ve bu işin hiç de sevimsiz ve korkulacak bir iş olmadığını anlasın. Sizden bir konuda yardım istediğinde “Ben bu konulardan anlamam, unuttum, benim daha başka işlerim var, bunlar senin işlerin vb.” veya “Boş ver, bunu da öğrenmesen olur, bu kadarını bil yeter, vb.” dediğinizde öğrenmekten hoşlanmadığınızı ve çaba göstermek istemediğinizi hissedecek, o da bunu örnek alabilecektir.


Ondan aşırı yüksek beklentiler içinde olmanız kaygısını artıracağından çalışma isteğini azaltabilir, çalışmaktan kaçmasına neden olabilir.
“Tüm sınavlardan 5 almalısın”
“Hep böyle başarılı ol”
“Sınıfta en yüksek notu almalısın” gibi ona aşırı yüksek hedefler koymak yerine;
“Sonunda iyi olacak."
"Yapamadığına ve hatalarına üzülme."
"Eksiklerini şimdi gördüğüne ve öğrendiğine göre bir dahaki sınava daha iyi bir not alacağına inanıyorum."
"Önemli olan da notlar yerine, öğrenmen değil mi?”
“Yaptığın işten memnun kaldığına sevindim.”
“Bunu yapmaktan hoşlandığın belli oluyor.”
“Elinden geleni yaptın.”
“Bunun hakkında ne düşünüyorsun?”
“Yaptığından memnun olmadığına göre neresini beğenmedin ve seni memnun edebilecek neler yapmayı düşünüyorsun?”
Kişisel öğrenmeyi desteklemek yerine merak öldüren uzun konuşmalar yapmanız öğrenme heyecanını ve öğrenme isteğini öldürebilir.


SEBAT ETME BECERİSİ

Küçük adımların büyük sonuçlar doğuracağına onu inandırmanız yeterli olacaktır. Bu amaçla bir müzik aleti çalarken, ders çalışırken yapılan küçük alıştırmaların onu zamanla ne kadar geliştirdiğini gösterin. Örneğin bir gecede kas yapamayacağını, bir günde zayıflayamayacağını, öğrenmenin de bir süreç gerektirdiğini gösterin. Günü gününe dersi izlemenin, günlük tekrarın, her gün yapılan alıştırmaların, nasıl toplam zamanda onlara kazanç sağladığını gösterin. Eskiden kötü yaptığı şeyleri zamanla çalışarak nasıl daha iyi yapabildiğini, emeğin önemini fark etmesini sağlayın.

Sonuç değil, sürecin ve gösterdiği çabanın önemli olduğunu hissettirin ki, zorluklara katlanmanın başarmada önemli olduğunu öğrensin.
“Geçen sefer 10 tane bilmiştin, bu sefer 15 tane. Çok gelişiyorsun.”
“Bu işi halletme tarzını beğendim. Pek kolay bir iş değildi.”
“Bu kadar çalışmana rağmen düş kırıklığına uğradın. Biraz konuşalım mı?”


HAZZI ERTELEYEBİLMEK, SABIRLI OLMAK

Temel slogan “Önce çalış sonra eğlen” dir. Çocuğunuz keyfin çalışmadan sonra geleceğini anlatın. Bunun için zorluklara katlanmanın ne kadar önemli olduğunu, başarının başarı olabilmesi için insanların biraz zorlanması gerektiğini, aksi takdirde bunun başarı olamayacağını anlatın. Örneğin, “çok iyi TV seyrederim, gezerim, yemek yerim” demenin başarı olmadığını çünkü bunu herkesin kolaylıkla yapabildiğini; başarının ise herkesin kolayca yapmaya sabır gösteremeyeceği zor işlerden geçtiğini, eğer başarılı olmak istiyorsa bu zorluklara katlanması gerektiğini gösterin. Örneğin, yemek yerken bile önce sevmediği, sonra sevdiği yemeği yemesini sağlayın. Böylece önce zor bir sürece katlanıp sonra zevkli bir iş yaparak keyif çıkarmasını sağlayan çocuğunuz, ders çalışma süreci için de önemli bir adım atmış olacaktır.


DÜZEN

Düzen alışkanlığı ailede kazanılır. Belli saatlerde yemek, uyumak, gezmek, vb. alışkanlıklar kazandırmak anne babanın görevidir. Bu amaçla sizin de ona örnek olmanız önem taşır. Eğer siz geç saatlere kadar oturuyor, düzensiz saatlerde yemek yiyor, zamanınızı belli bir plan ve düzen içinde değerlendirmiyorsanız onun da düzenli olmasını sağlayamazsınız. Düzenli olmak, kişinin zamanı iyi planlamasını, işleri dozunda ve dengeli yapmasını gerektirir. Çocuğunuz saatlerce bilgisayar oynuyor (arkadaşlarıyla zaman geçiriyor, futbol oynuyor, vb) ama ödev yapmak gibi sorumluluklarına az zaman ayırıp onları aksatıyorsa başarılı olma olasılığı azalacaktır. Bu nedenle zaman planlaması yapmasını, kendine belli aralıklarla şu soruları sormasını sağlayın:
“Şu ana kadar yaptıklarım bana ileride ne kazandıracak?”
“Bunun yerine beni hedeflerime götürecek, geliştirecek daha iyi neler yapabilirim?”
“Bu işe, etkinliğe ne kadar zaman ayırmalıyım?”


İDEAL BENLİK

Çocuğunuzun yetenekleri doğrultusunda hedefler geliştirmesine yardımcı olun. Onun mutlu, başarılı olacağı bir yaşam biçimi tasarlaması için örnek alınabilecek yaşam öykülerini araştırmasını sağlayın, bildiklerinizi paylaşın. Değerleri size uyan-uymayan yaşantıları birlikte gözden geçirin, tartışın. Yaşam değerleri ve erdemler geliştirmesi için kendinizi gözden geçirin. Bu değer ve erdemler konusunda ona model oluşturacak şekilde davranın.


SORUMLULUK ALABİLMEK

Eksiklerini, geliştirmesi gereken yönlerini fark ettiğinde bu yönlerini geliştirebilmesi için bir şeyler yapmasını sağlayın. Sorumluluk alabilen insanlar karşılaştıkları problemlerin çözümünde etkin olarak rol alırlar. Sorumluluk alamayan bireyler ise kendilerini çaresiz görerek çeşitli bahanelere sığınırlar. “Ne yapayım matematiği anlayamıyorum, bu konuda yeteneğim yok” , “İlkokul öğretmenim çok kötüydü, temelim zayıf.”, “Eğitim sistemi çok kötü.”, “Öğretmen anlatamıyor.”, vb. bahanelerine karşı ona “Olabilir ama buna rağmen sen ne yaparsan bu problemini çözebilirsin?” diye sorarak harekete geçmesini sağlayın.


ÖZGÜVEN

Çocuğunuzun dikkatini yapamadıklarından ve başarısızlıklarından başarılarına yönlendirin. Başarısızlıktan korkarak değil başarıların teşvikiyle öğrenmesine yardımcı olun. Başarısız olması durumunda bunun kişiliğinin bir parçası değil, yaptıklarının sonucu, değerlendirmesi olduğunu öğretin. “Başarısızsın” demek yerine “Matematik ve Tarih derslerine biraz daha çalışmaya ihtiyacın var.” diyebilirsiniz. Böylece “İstediğim takdirde bu dersleri anlamayı başarabilirim.” diye düşünmesine yardımcı olabilirsiniz.
Onu başkalarıyla kıyaslamayın.
"Sınıfın en başarılısı kim?”
“Sınıftaki en düzgün yazı senin yazın.”
“Kaçıncı oldun?” gibi sorular yerine;
“10 puan daha fazla aldığına bakılırsa geçen sınavdakinden daha çok çalışmışsın.”, “Eksiklerini öğrendiğine göre sorun yok. Önemli olan aldığın not, yaptığın net sayısı değil, öğrenmiş olman.”
“Aldığın not düşük olabilir ama çabalarını görüyorum. Önemli olan da budur. Zamanla daha da iyi sonuçlar alacağına inanıyorum.”gibi sınav sonucu, başkalarına göre durumu yerine kendi içindeki gelişimleri ve çabalarını vurgulayın.


GERÇEKLERİ GÖRÜP KABUL EDEBİLMEK

En önemli konu, çocuğunuzun yalan söylememesini sağlamanızdır. Problemleri görmezden gelip yok saydığında çözümlenecek konu da olmayacağı için gelişim söz konusu olamaz. Bu nedenle siz de bir eksiğinizi ve yanlışınızı fark ettiğinizde, yeni bir şey öğrendiğinizde öğrenme coşkunuzu ona hissettirecek şekilde “Bunu öğrendiğim çok iyi oldu.” mesajını verin ki, öğrenmenin keyifli bir süreç olduğunu hissetsin. “Kişi kendini bilmek gibi irfan olmaz” sözünden hareketle siz de eleştiriye açık olun ve kendinizi geliştirmeye açık olun ki o da sizin gibi davranabilsin. Örneğin gerektiğinde psikoloğa giderek, zararlı bir alışkanlığınız (sigara, içki,…) varsa bunun yaşamınıza zarar verdiğini kabul edip bırakmayı deneyerek, çeşitli konularda kendinizi geliştirmek amacıyla kitaplar okuyarak ona örnek olabilirsiniz.
>Başarısız olduğu zamanlarda onun hatalarını görmesini ve bunları gidermesini sağlayın. Onun isteği ve denediği takdirde başarılı olabileceğini ona gösterin. Bunun şu yazıları odasına asabilirsiniz: “Hatalar ve başarısızlıklar istenmez ama yasak değildir.” “Hatalar öğrenme araçlarımızdır.”


İÇ DENETİM GELİŞTİREBİLMEK, KENDİ KENDİNİ MOTİVE EDEBİLMEK

“Bu çabalarından dolayı seni kutluyorum.”
“Bu zor işi başardığın için seni takdir ediyorum”
“Bu konudaki gelişmen karşısında kendinle ne kadar övünsen azdır.”
“Her geçen gün daha da gelişiyorsun.” gibi ifadeler kullanın.
Bu ifadeler, “En yüksek notu sen almalısın”, “Hep böyle ol” “Aferin”, “Çok iyi, doğru, güzel yapmışsın” ifadeleri gibi kişisel değerlendirme içermez. Kendi de iyi yönlerini görüp zamanla kendini takdir etmeyi öğrenir. Dıştan övgü veren, yargılayan ifadeler kullanmanız durumunda kendini değerlendirmesi için hep dışarıdan övgü ve değerlendirmeler bekler. Oysa başkaları iyi de, kötü de dese önemli olan onun kendi kendini yüreklendirebilme yeteneği kazanmasıdır. Çünkü siz ve sizin gibi destek veren kişiler her zaman yanında olamayacaktır.

İç denetim, kendini yönetebilmeyi ve zor durumlarda kendini sakinleştirebilmeyi de gerektirir. Bu nedenle ona örnek olun ki, o da bunu öğrenebilsin. Siz ebeveyn olarak öfkenizi denetleyemez, aşırı kaygılanırsanız; çocuğunuz bunu hiç başaramaz. Kaygı, korku bulaşıcı duygulardır. Gerekirse önce siz bu konularda psikolojik bir yardım alın.


Bu becerilerin kazandırılması çok uzun ve sistemli bir çalışma gerektirebilir. Bu konuda sabırlı olun ve gerektiğinde profesyonel bir destek almaktan çekinmeyin.